Liderlik, tüm seviyelerinde keyif ve başarma duygusu ile
fitillenmiş memnuniyet hissini yaşatmalıdır insanın iç dünyasında. Eğer böyle bir
hissi yaşamıyor veya yaşamayacağınızı düşünüyorsanız mevcut pozisyonunuzda
kalın ve lider olma arayışınızı en azından bir süre için durdurun.
İşin bu noktasında isek eğer, biraz daha baştan
başlamalıyız sanırım.
Böylelikle liderlik vasfına sahip olup olmadığımıza veya
lider olmak isteyip istemediğimize ilişkin kararımızı daha net şekilde verecek
imkanlar bulabiliriz.
Liderlik, insanları arzulu olmak zorunda hissetmedikleri
(bazan arzulu olmadıkları bile diyebiliriz) şeyler veya işlere kanalize edip,
istenen sonuca ulaşılmasını sağlarken, yine bu insanların aynı zamanda hem
keyif almasını, hem de tecrübe kazanmalarını sağlamaktır.
Bu tanımlama ışığında Lideri nasıl tanımlayacağız o
vakit?
Gerçeklerden kaçmadan, tespit edeceği gururlanma
seviyesindeki başarı hedeflerini kendisine ve ekibine inandırmış olan, ve bu
hedeflere ulaşmada "canı hiç istemezken dahi" en başarılı adımları
atan ve attıran kişidir lider.
Peki bu bahsettiğim lider tipinde olabilmek için neler
yapmalıyız. Cevabı içinde saklı olmakla birlikte yukarıda yaptığım tanımlamayı
detaylandırarak açmak sanırım cevabı bulmamızda büyük rol oynayacaktır.
İsterseniz önce hedef belirlemeden başlayalım. Bir
pazarlama ekibinin başında olduğumuzu düşünelim. Ve işin çok başında olduğumuzu
da. Pazarlamakla görevli olduğumuz Ürün veya hizmetin önce bilinirliğini
yaratıp/arttırıp, sonra bu ürün veya hizmete olan ihtiyacın oluşmasını
sağlayacağız. Hedef kitlenizin 5000 birim müşteri olduğunu düşünürsek, günde 10
çağrı/görüşme ile pazarın tamamına ancak 500 is gününde ulaşacağız demektir.
Kabaca ikibuçuk yıl! Oysa arzulanan süre zaten dün bitmişti. O vakit liderin
belirlemesi gereken süre nedir burada?
Ben 3 ay derim, bir başkası 5 ay diyebilir. Bunun
ötesinde ne 250 gün diyen ne de iki haftada bu kitlenin tamamına ulaşırım diyenler
her iki yönde de realist hedefleme noktasından uzaklaşmaktan başka birşey
yapmış olmazlar.
Burada belirlenen hedef, ulaşıldığında övünç hissi uyandırabilecek
kadar uzakta olmalıdır. Bu anlamı ihtiva eden hedef, Liderin başarı anahtarlarından
en önemlisidir. Hedeflerini tutturmuş bir lider görevinin çok önemli bir adımını
tamamlamış, ilave olarak da diğer görevlerinde kullanacağı ciddi bir de
materyal edinmiştir.
Tamam, hedef belli, imkansız boyutunda olmadığı gibi acıtacağı
da aşikar. Peki hedefe ulaşmada kim nasıl görev alacak?
Delegasyon, yani görev ve yetki dağıtma becerisi işte bu
noktada devreye girer. Lider, görevleri doğru insanlara delege edebildiği, bu
görevleri yerine getirecek kişilere ise, yeterli ve gerekli yetkileri
verebildiği ölçüde başarıyı yakalar.
Çok hassas bir konu olan görevlendirme ve yetkilendirme
kısmını ifa ederken sahip olduğunuz ekibinizin yeterlik ve kabiliyetlerini de iyi
analiz etmiş olmanız bir liderden beklenen en doğal şeylerden biridir. Kimseye
altından kalkamayacağı bir görevi veya efektif olarak kullanamayacağı bir
yetkiyi yüklememelisiniz.
Pekala! Görevler ve yetkiler akılcı olarak dağıtıldı.
Ekibi ruhsal olarak hazırlama konusu ne alemde?
Azmettirme liderin olmazsa olmaz vasıflarından biridir.
Ekibinizdeki her bireyin yüklendiği görevin bilincine erişmesi, yetkilerinin
sorumluluğunu layıkıyla taşıması konularında birinci eğitmen olduğunuzu
unutmamalısınız. Heyecanı yaratacak, başarma arzusunu alevlendirecek olan ve
nihayetinde ekip ruhunu yaratıp koordinasyon içerisinde azimle çalışılacak
ortamı öncelikle lider olarak siz yaratacaksınız.
Başarı ekibinizin eseri olurken ekibiniz de sizin
eseriniz olacaktır.
Öyle bir eserki, artık elimizdeki bu ekip ile daha büyük
başarılara koşmak konusunda başladığımız noktadan çok daha ileride ve
hazırlıklı olduğumuzun kanıtı olduğunu ispat etmiş ve tüm çarklarının doğru ve
en yüksek performans ile çalıştığı onaylanmış bir eser.
Bu eseri yaratmanın en önemli anahtarlarından biri ast'i
önemseme, alttan gelen fikir ve düşüncelere önem vermektir. Şunu asla
unutmayın! Çok iyi bir lider olmak sizin yönettiğiniz ekibin en zekisi, en
müthiş fikirleri ortaya koyan, en kurnazı olduğunuz anlamına asla gelmez.
Aksine ekibinizin içerisinde ufkunuzu genişletecek, kafanızda yeni kıvılcımlar çaktıracak
başka beyinler olabileceğini düşünüp alttan gelen sesleri ne kadar derinden
gelirse gelsin dikkatle dinlemelisiniz.
Başarıyı ancak böyle yakalarsınız.
Mükemmel! Başarıyı yakaladınız. Sonra?
Yakaladığınız başarıyı kutlamanız bir sonraki projenin en
önemli lokomotiflerinden birisidir. Başarınızı hem kişisel hem de ekip
seviyesinde kutlamazsanız, dahası bu başarıda emeği olan her bireyi ödüllendirmezseniz
bir sonraki başarının tadını ve büyüklüğünü kaybetmiş olursunuz. Özellikle
ekibinizin azmini en yüksek seviyede tutmak için buna ihtiyacınız olduğunu
unutmamalısınız. Yoksa bir sonraki projeye miras niteliğinde olan ekibinizi
kaybetmekle kalmayıp, ekip yönetiminden de eksi not alırsınız.
Başarılı ekiplerin en çabuk dağıldıkları zaman dilimi
başarı sonrasından kutlama ve ödüllendirme zamanına kadar geçen süreçtir.