İşyerinde stresi altetmenin yöntemleri hakkındaki yazı dizimin 3 üncüsünde iki ayrı konuyu ele alacağım.
İlki bir kaç adım ilerisini düşünmek üzerine. İş hayatı aslında satranç oyunu gibidir. Satranç'ta olduğu gibi iş hayatımızda da bir kaç adım ilerideki hamlemizi düşünerek hareket etmemiz gerekmektedir. Burada basit bir öngörülü bir bakış açısı içerisinde bulunmaktan bahsetmiyorum, daha ileriye bakmalı, uzgörü sahibi olmalısınız.
Bu düşünüş biçimi olası problemleri önceden tesbit etme fırsatını verdiği gibi, hem problemi hem de olası stresli durumu ortadan kaldıracak hareket kabiliyetini oluşturmanızda baş yardımcınız olur.
Sattığınız ürün ile ilgili en sık karşılaştığınız "çözümlenebilir" sorunları yaşadıkça bir liste haline getirip, bu listeyi ve çözüm yollarını bir kaynak olarak her yeni musterinize sunmanız uzgörülü bir düşünüş biçiminin stres azaltıcı bir örneğidir. Günümüz iş hayatında işletmeler, müşteri memnuniyeti kapsamında bu düşünüş biçimini temel hedef edinmiş ve kaynaklarının ciddi bir bölümünü bu bağlamda harcayıp problemleri önceden belirlemek ve arzu edilen süreden önce çözmek anlayışına yönelmişlerdir.
Stresi azaltacak bir başka davranış biçimi ise bahaneler yerine işleyişe eski tabir ile icraat'a yoğunlaşmaktir. İş hayatında her zaman aksilikler olabilir. Kendimizden veya başkasından dolayı, bir araç veya cihazın yarattığı sorunlardan dolayı kabul edilebilir ölçülerde gecikme her zaman söz konusu olabilir. Bu gecikmeler ise doğaldırki stres yaratabilir. İşte bu noktada stresi azaltmanın en önemli yollarından bir tanesi durum değerlendirmesinde edindiğiniz tavrı belirlemektir.
Bu durum değerlendirmesini yaparken eğer gecikmeyi açıklamak için harcadığınız süre aldığınız mesafeyi dile getirmek için kullanacağınız süreden uzun ise orada stresli bir durum olduğundan bahsetmek abartı olmaz.
Düşünsenize; amirinize bir durum raporu veriyorsunuz, rapor baştan sona aksamanın neden olduğunu, temel nedenin hangi etmenler olduğunu içeriyorsa bu raporun temel tartışma platformu da söz konusu aksaklıklar ve sebepleri olacaktır. Ancak aksaklıkları kısa bir kaç cümle ile açıklayıp, kaydedilen ilerlemeleri detayları ile öne çıkardığımızda konu bir sonraki adımın nasıl atılacağına doğru kendiliğinden yönlenir.
Daha net bir yaklaşım ile bahaneler ile boğuşmak yerine ne kadar yol aldığınıza bakıp, kalan yolu nasıl ve hangi biçimde tamamlayacağınıza odaklanmalısınız. Öte türlüsü arabayı içeriden itmeye benzer. Aynı eforu harcadığınız halde bir adım bile ileriye gidemezsiniz. Bu konu ile ilgili olarak özellikle Türk halkına verilebilecek en güzel örnek rahmetli Turgut Özal'ın o zamana değin hiç alışılmamış biçimde televizyon ekranlarına geçip hükümet olarak katettikleri yolu anlatması olabilir. "İcraatın İçinden" ismini verdiği bu özel hazırlanmış programlar sayesinde bir yandan toplumu stresten arındırmaya çalışıyor diğer yandan ise olumlu düşünüş platformları yaratıyordu.
Şimdi siz de yaşadığınız sorun ve aksilikleri "kısaca" gözden geçirip, ne kadar yol katettiğinize "etraflıca" bir bakın.
Ve hemen ardından stres yükünden uzak olarak odaklandığınız sonuca en kısa yoldan, en verimli biçimde nasıl varacağınızın planlarını tamamlayın. Haydi kolay gelsin!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder